Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi
Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin temel amacı, yerel ve bölgesel yönetimlerin, Birliğin karar alma sürecine aktif katılımını ve Komite’nin AB’nin ekonomik, siyasal ve sosyal bütünleşmesinde önemli rol oynamasını sağlamaktır.
Avrupalıların büyük bir çoğunluğu (%85–87), kendilerini Avrupa yurttaşı olmaktan çok, bulundukları yörenin veya kentin hemşerisi olarak görmektedirler. Bu yüzden Birlik bütünleşmesinde Komite’nin çok önemli bir rolü olmaktadır.
Bölgeler Komitesi, 222 üyeden oluşmaktadır. Temsilciler, üye ülkeler tarafından; yerel ve bölgesel yönetimlerinin yapısına göre, bölgesel yönetimlerin meclis başkanları veya temsilcileri, illerin ve ilçelerin temsilcileri ve eyalet başkanları arasından seçilir. Nice Antlaşması ile Komite’ye seçilecek üyelere, bir yerel veya bölgesel hükümete seçilmiş olma şartı getirilmiştir. Böylece kamu görevlilerin Komite’ye üye olarak gönderilmesi olasılığı ortadan kaldırılmıştır.
Dört yıllığına seçilen üyeler, kendi aralarından, görev süresi iki yıl olmak üzere bir başkan seçerler. Komite üyelerinin 2 temel görevi bulunmaktadır:
- Temsil ettikleri bölgenin çıkarlarını savunmak;
- Birliğin bütün faaliyetlerinde temsil ettikleri kitleyi bilgilendirmek.
Komite’nin 8 uzmanlık komisyonu ve 4 alt komisyonu bulunmaktadır.
Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin Görevleri:
- Avrupa Konseyi ve Komisyon aşağıdaki konularda Komite’ye başvurmak ve danışma zorundadır:
- Bölgesel politika,
- Ekonomik ve sosyal bütünleşme,
- Eğitim, kamu sağlığı,
- İstihdam,
- Sosyal sorunlar,
- Kültür,
- Çevre,
- Mesleki eğitim,
- Ulaşım,
- Telekomünikasyon ve altyapı
- Avrupa Konseyi ve Komisyon’u, uygun gördüğü konularda Komite’nin görüşüne başvurabilir;
- Gerekli gördüğü konularda Komite, kendiliğinden görüş beyan edebilir.
Bölgeler Komitesi’nin etkinliğini zayıflatan bazı nedenler bulunmaktadır. Bunlar:
- Karar alma yetkisinin olmaması;
- Üyelerinin seçildiği yerel yönetim birimlerinin ve onların amaçları arasında bir uyumun olmaması;
- Danışılması gerekli olan konularda belirsizlik olması;
- Avrupa Adalet Divanı’na başvuru hakkının bulunmaması;
- Komite’nin içinde yer alan yerel ve bölgesel yönetimlerin temsilcileri arasındaki mücadele.